Başbakan, 1979 yılında gördüğü işkenceyi anlattı

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 07 Şubat 2011 07:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Erdoğan'a ulaşmayan mektup!

Başbakan Erdoğan, Cumartesi Anneleri'nden birinin kendisine 2004'te gönderdiği mektubu almadığını ve faili meçhulü yeni öğrendiğini söyledi.

Cumartesi günü, ?Cumartesi anneleri'ni kabul eden Başbakan Erdoğan dün, ?Bizim dönemimizde faili meçhul yaşamadık. Ama maalesef dün 2004'te Tolga adlı bir gencimizin durumunu annesinden dinledim? dedi. VATAN, Tolga'nın annesine ulaştı, bir annenin tam 7 yıldır oğlunu bulmak için verdiği mücadeleyi dinledi

İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik bölümü öğrencisi Tolga Ceylan, 7 Ağustos 2004 tarihinde İğneada'ya tatile gitti. İki gün sonra kısık bir sesle annesini aradı ve bir telefon numarası vermeye çalıştı; ancak telefon kapandı. Bu, annesi Kadriye Ceylan'ın oğlundan aldığı son haber oldur. Hemen İğneada'ya gidiyor, Jandarma Komutanlığı'na ve Demirkapı Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Jandarma, önce Tolga Ceylan'ın bölgeden ayrıldığı yönünde bilgi verdi, birkaç gün sonra da iki poşet içinde ıslak çamaşırları teslim edildi. Civar köylerden ve görgü tanıklarının ifadelerinden, oğlunun Jandarma tarafından gözaltına alındığı bilgisini edinen anne Kadriye Ceylan, o tarihten beri çalmadık kapı bırakmadı. Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri, Dışişleri, Savunma ve Adalet bakanlıklarına gitti, sonuç alamadı. Son olarak 2007 yılında nüfus kayıt örneğini istediğinde ?Oğlun Sofya'da yaşıyor' cevabını aldı. Hemen durumu teyit etmek için Dışişleri Bakanlığı'na soruyor ama onlar da, ?Sofya'da olduğu bilgisine rastlanmadı? cevabını verdi. Başbakan'a mektup yazıyor, cevap gelmedi. Tüm yolları tıkanan acılı anne, son çareyi AİHM'e gitmekte buldu.

?Dilini koparırız' dediler

Ve çaresiz anne Kadriye Ceylan, tam 7 yıl sonra derdini geçen cumartesi Başbakan Erdoğan'a aktarma fırsatını bulabildi. Kayıp ve faili meçhul annelerini, yani ?Cumartesi annelerini' Dolmabahçe'deki ofisinde kabul eden Başbakan, dün bu görüşmeyi anlatırken, ?Bizim dönemimiz içerisinde biz faili meçhul yaşamadık. Ama maalesef dün orada bir faili meçhulü yaşadığımıza müşahede oldum. 2004'te Tolga adlı bir gencimizin durumunu annesinden dinledim? dedi. Tolga'nın annesi, 7 yıldır yaşadıklarını ve Başbakan'la yaptığı görüşmeyi VATAN'a anlattı: ?Başbakan'a 20 Ağustos 2004'te dilekçe gönderdim. Ama ona ulaşmamış. Oğlumu duyduğunda gözlerindeki şaşkınlığı gördüm. Ulaşmamasına da şaşırdım. O dönem dilekçe gönderdiğim Adalet Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı konuyla ilgilendiklerine yönelik cevap mektubu gönderdi. Ama oğlumun kaybolduğu bölgeden sorumlu jandarma alay komutanlığı beni hep oyaladı. Oğlum kaybolduktan sonra İğneada'ya gittim. Askerler oğluma ait ıslak elbiseleri verdiler, bu elbiselerin denizden çıktığını söylediler. Elbiseleri tattım ama tuz tadı gelmedi. Tişörtü niye kuru diye sorduğumda ?Bunu da denizden aldık ama kan örneği bulmak için kuruttuk' dediler. Fakat tişört oğlumun teni kokuyordu, kat izleri duruyordu. Dönemin Kırklareli Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet M'nin beni tehdit etti. Jandarmayı suçladığım için bana ?Senin dilini koparırım' diye bağırdı. Bunları Başbakanımıza anlattığımda kendisi ?Kaybedenler hep bu yöntemi kullanıyor' dedi.?

Başbakan da işkence görmüş

?Daha sonra kendisinin 1979 yılında, öldürülen iki arkadaşının cenazesine katıldığı için gözaltına alındığını ve bir gece Metris'te kaldığını söyleyip orada gördüğü işkenceyi anlattı. Başbakanın ayaklarını, dizlerine kadar buzlu su olan bir kovada saatlerce tutmuşlar. Hücreleri de çok soğukmuş. Çıkarıldıktan sonra onlar eroin bağımlılarının odasına alıyorlarmış ve onların odası çok sıcakmış. Herkesi çok dikkatle dinledi notlar aldı. Benim adresimi, telefonumu aldılar. Devlet hükümet isterse bütün kayıpları bulur. Çünkü arşivlerde mutlaka kaybedilenlerin bilgileri var. Biz onlardan somut adımlar bekliyoruz. Bütün kimsesiz mezarlar açılsın, hepsinin DNA testi yapılabilir.?

?Takip ediliyorum' demişti

?Oğlum baskılara karşı çok tavırlıydı. Türbanlı arkadaşları üniversite kampüslerine alınmadığı için tepkiliydi. Bana ?Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e mektup yazdım anne takip ediliyorum' dedi. İğneada'ya da gitmek istediğinde çok kararlıydı karşı koyamadım. Cebinde 50 TL ile gitti. İlk gün aradı sonraki gün aramadı bir de döneceği akşam aradı ve ?Anne burada birileriyle tanıştım onlarda kalacağım' dedi. Kızdım ama oranın numarasını istedim. ?Mesaj atarım cep telefonundan' dedi. Mesaj gelmedi uyuyakalmışım. Sabah 05.00 sularında sıçrayarak uyandım. Kahve yaptım otururken telefon çaldı, bağırmaktan kısılmış bir sesle hemen ?Yaz dedi ve 779 01 derken telefon numarasının sonunu getiremeden hat düştü. Son konuşmamız o oldu. Yıllardır oğlum oğlum diye başvurmadığım yer kalmadı. Türkiye bu ayıp taşımamalı. Başbakan söz verdi. Konunun kişisel olarak takipçisi olduğunu söyledi. Ancak Başbakanımızın etrafını temizlemesi lazım. Kaybedenler hala bu ülkedeler. Bağımsız araştırma komisyonu kurulmasını istiyoruz.?

BAŞBAKAN NE DEDİ: Tolga'nın annesi mektup yazmış, bana gelmedi

Başbakan Erdoğan dün Hatay'a gitmeden önce yaptığı basın toplantısında ?Cumartesi anneleri'yle yaptığı görüşmeyi şöyle anlattı: ?Bu bir iane değildir. Bizim dönemimiz içerisinde biz faili meçhul yaşamadık. Ama maalesef dün orada bir faili meçhulü yaşadığımıza müşahede oldum. 2004'de Tolga adlı bir gencimizin durumunu annesinden dinledim. Bana bugüne kadar ulaşmış bir şey yoktu. Meğer annesi bana da bir mektup göndermiş ama o mektup bana ulaşmamıştı. O konu üzerinde de yoğunlaşacağız. Diğer konular üzerinde yoğunlaşmamızı devam ettireceğiz. Alacağımız her netice bizi çok daha huzurlu kılacaktır. Görevimizi biraz daha yerine getirebildik noktasında. Bizim arzumuz bu faili meçhullerin istismara vesile edilmemesidir. Derdimiz bu.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber